Geçtiğimiz günlerde Aydın-Muğla karayolu Hallaçlar mevkiinde meydana gelen kazaya yol hipnozunun neden olduğu düşünülürken kazada Mustafa Pazar ve Hüseyin Akkurt olay yerinde hayatını kaybetmişti.
Yoldaki parlamalar, aynı hızda geçen yol çizgileri, bazen sileceklerin uzun süre çalışması, dinlediğiniz müziğin ritmi, bildiğiniz yollardan gitmek zihinsel süreçlerinizde ağırlaşma ortaya çıkarabilir. Hipnoz sırasında, araç kullanma ile ilgili işlemler çoğunlukla doğru bir şekilde yerine getiriliyor olsa da ufak bir hatanın ölümcül sonuçları olabileceğinden, bu bilinç durumuna girme konusunda dikkat etmeliyiz.
Adem Uçar adlı iyi bir araba sürücüsü bunu kısa ve öz olarak şöyle anlattı:
– Yol hipnozu çoğu sürücünün bilmediği ve farkında olmadığı bir fiziksel durumdur.
– Yola çıktıktan 2,5 saat sonra YOL HİPNOZU başlar, hipnoz olan sürücünün gözleri açıktır, ancak gözün gördüğünü beyin kayıt etmez ve analiz etmez.
– Yol kenarında duran araca veya önde giden TIR’a arkadan çarpma kazalarının bir numara sebebi YOL HİPNOZU’dur.
– YOL HİPNOZU olan sürücü çarpma anına kadar son 15 dakika hiçbir şey hatırlamaz. Kaç km hızla gittiğini, önündeki aracın hızını analiz edemez, genellikle çarpışma 140 km ve daha üzeridir.
– YOL HİPNOZU’ndan korunmak için 2,5 saatte bir durmak hava almak, yürümek, çay veya kahve içmek gerekir.
– YOL HİPNOZU uzun yolda 4. saatte zirve yapar. Film tamamen kopmuş olur.
– Yolda giderken belli yer ve araçları not edip hatırlama yapmak gerekir.
– Son 15 dakika hiçbişey hatırlamıyorsan kendini ve yolcuları ölüme götürüyorsun demektir.
– YOL HİPNOZU gece daha çok olur ve yolcular da uyuyor ise durum çok vahimdir.
– Sürücü her 2,5 saatte bir durmalı, dinlenmeli, 5-6 dakika yürümeli ve zihni sürekli açık olmalıdır.
– Gözler açık fakat zihin kapalı ise kaza kaçınılmazdır.
Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, araç kullanırken kazalara sebebiyet veren en önemli noktalardan ‚yol hipnozu‘ile ilgili önemli bilgiler verdi. Dr. Yavuz şunları söyledi:
„Trafik kazalarından sonra yapılan araştırmalarda, sürücülerin söylemlerinin de çok benzer olduğu görülüyor; ‚Nasıl olduğunu anlayamadım. Her şey çok ani gelişti. Sadece çarptığımı hatırlıyorum.‘ Bu türden kazaların sebepleri yorgunluk, dalgınlık, uyuyakalma ya da dikkat eksikliği gibi durumlara dayandırılarak açıklansa da aslında durum biraz farklı.
İlk defa 1921 yılında kaleme alınan bir makalede geçen yol hipnozu kavramı, aracı süren kişinin bir noktaya kilitlenmesi, transa girmesi anlamına geliyor. 1929 yılında yapılan bir çalışmada ise ‚gözler açık şekilde uyumak‘ olarak özetleniyor. Yol hipnozu, bilincin ve bilinçaltının farklı şeylere konsantre olmasıyla, beynin hiçbir şeyden etkilenmeyen, kendi kendine çalışan özelliğinin ortaya çıkmasıdır. Yol hipnozunu, ‚otoyol hipnozu‘ veya ‚beyaz çizgi ateşi‘ şeklinde tanımlayanlar da vardır.
Değişik bir farkındalık hali olarak açıklanabilecek bu kavram, bilincin yaşadığı bir ayrışma durumu olarak da ifade edilebilir. Yol hipnozu sırasında bilincin bir tarafı hipnoz etkisindeyken diğer tarafı da otomatik şekilde eylemi sürdürmeye devam ediyor. Yani zihnimiz otomatik pilot etkisinde, düşünmeden sürüşü gerçekleştiriyor. Bilincin bir kısmı hipnoz altına girerken, diğer kısmı otomatik bir şekilde yaptığı işi gerçekleştirmeye devam edebilir. Kişi bu süreçte kısmi ya da tam bir idrak yitimi yaşayabilir. Yıllarca aynı yolu kullanan sürücülerde bu türden bir otomatik pilot etkisi görülmesi oldukça muhtemeldir.
Yol hipnozu bir trans halidir
Yol hipnozuna; yolun tekdüzeliği nedeniyle beynimizin gözlerimiz açıkken girdiği trans hali de diyebiliriz. Bu trans durumu, aynı ritimde ve aynı frekansta uzun süreli müzik dinlenildiğinde yaşanabilen özel hipnoz durumuna benzetilebilir. Bu sebeple de sürücü farkında olmadan aracı kullanmaya devam ediyor, ama zihni başka bir yerde oluyor. Özellikle uzun süren yolculuklar yaptığınızda ve aralıksız şekilde araç kullandığınızda yol hipnozuna girebilirsiniz. Yol çizgileri, sileceklerinizin uzun süreli çalışması, yol kenarlarında ki parıltılı ışıklar, karşıdan gelen araçların far ışıkları, sürekli aynı mesafelerle geçilen direkler ve müziğin sakin ritmi, beyninizin çalışma biçimini ve sürecini farklılaştırabilir. Eğer gözleriniz bir noktaya takılıyor, kafanız ya da göz kapaklarınız ağırlaşıyorsa dikkatli olmalısınız.
Zihin bir süre sonra duyarsızlaşır
İnsan zihni süreklilik arz eden bir uyarıcıya maruz kalırsa, bir süre sonra o uyarıcıyı dikkat alanının dışında bırakır. İnsan zihni maruz kaldığı herhangi bir dış unsur için ilk etapta keskin bir dikkat geliştirir ve durumu inceler, fakat aynı uyarıcı düzenli bir biçimde, sürekli tekrar eden bir akışa sahipse bilinç buna artık dikkat etme ihtiyacı hissetmez. O nesneye karşı duyarsızlaşır. Sürekli aynı ritimde müzik dinleyen birisi bir süre sonra başka unsurlara odaklanıp, müziği neredeyse duymayabilir. Tıpkı havaalanına yakın yerleşim birimlerinde ikamet eden insanların, bir süre sonra inip, kalkan uçak seslerine dikkat etme ihtiyacı duymamaları ve uçak sesine duyarsızlık geliştirmeleri gibi.
Yol hipnozu, otomatik vitesli araçlarda daha çok görülmektedir. Özellikle gece yolculuğunda sakin sakin ilerlerken daha fazla görülür. Uykusuz ve yorgun olmak, yolun monotonluğu, seyir esnasında zihinsel olarak başka sorunlara odaklanmak tetikleyici unsurlardır. Yol hipnozu için sanılanın aksine, araçla bir süre geçirmek gerekmese de mola verilmeyen yolculuklarda daha sık görülmesi muhtemeldir. Kişi yorgun ve uykusuz ise, ağır bir yemekten sonra aracına bindiyse ya da zihnini meşgul eden önemli bir mesele varsa, aracına biner binmez bile yol hipnozuna girebilir. Aslına bakılırsa zihin yoğun şekilde bir mevzuya odaklandığında ya da sürüş esnasında önemli bir telefon görüşmesi yapılırken, beyin tüm enerjisini bu alana kaydırarak sürüşü, farklı bir bilinçlilik durumuyla yol hipnozuna çevirebilir.
Direksiyon başında uyumaktan farklı
Yol hipnozunu direksiyon başında uyumakla da karıştırmamak lazım, yol hipnozunda gözler açıktır ve bilinçli farkındalık olmadan aracını kullanmaktadır. Hatta kişi de, sürüş esnasında bir başkası ile konuşurken bile anlık yol hipnozları gelişebilir. Her zaman gördüğü tabelayı görmeyebilir, dönmesi gereken sapağı kaçırabilir.
Yol hipnozu sırasında, araç kullanma ile ilgili işlemler çoğunlukla doğru bir şekilde yerine getiriliyor olsa da, ufacık bir hatanın ölümcül sonuçları olabileceğinden, bu bilinç durumuna girme konusunda dikkatli olmalıyız. Dümdüz yolda öndeki araca çarpma, tırın altına girme, duran bir nesneye çarpma gibi kazaların büyük bir çoğunluğu yol hipnozu nedeniyle olmaktadır.
Yol hipnozundan nasıl korunulur?
1- Uzun mesafe yolculuklarında mutlaka şoförün yanında uyumayan biri, yardımcı pilot vasfıyla bulunmalıdır.
2- Önemli bir problem yaşadıysanız, zihninizi sakinleştirmeden direksiyona geçmeyiniz.
3- Sürüş esnasında mümkünse müzik dinlemeyiniz, eğer dinleyecek olursanız sürekli temposu ve ritmi değişen melodileri tercih ediniz.
4- Yola çıkmadan önce ağır yemek yemeyiniz, az da olsa asla alkol almayınız.
5- Asla uykulu araç kullanmayınız. Eğer gece de yol gitmeniz gerekiyorsa bir dinlenme tesisinde uykunuzu alıp sonra yola devam ediniz
6- En az iki saatte bir çay-kahve ve ihtiyaç molası veriniz.
7- Arada bir camı indirerek içeriye temiz hava girmesini sağlayınız.
8- Aynalardan sürekli etrafınızı kontrol etme alışkanlığı edininiz.
9- Sürüş esnasında bol bol su içiniz ya da sakız çiğneyiniz.
10- Seyir esnasında bedeninizin ağırlaştığını, hareketlerinizin yavaşladığını, göz kapaklarınıza bir ağırlık bindiğini hissederseniz yol hipnozuna veya uykuya dalmak üzeriyseniz demektir ki; ikisi de kaza ve hayati tehlike demektir. Acele ile bir yere gitmeniz gerekse bile aracınızı uygun bir yere çekip uyuyunuz.
11- Bakışınızı aynı noktaya sabitlemeyin, yol çevresindeki unsurları gözlemleyin.
12- Günlük hayatta uyuduğunuz saatlerde uzun sürüşlerden kaçının, biyolojik saatiniz size rehavete sokup yol hipnozunu tetikleyebilir.
13- Bedeninizde bir ağırlaşma hissettiğinizde, klimayı açarak araç içi ısıyı düşürünüz, soğuk hava sizi geçici de olsa daha dinç ve dinamik kılacaktır.“