Çine’de yaşayan Mustafa Bozdağ’ın, Ekim 2024’te sosyal medya üzerinden tanıştığı bir kadının aracılığıyla Stonex adlı bir uygulamaya girmesi ilçedeki çok sayıda kişinin mağdur olmasına yol açan saadet zincirinin başlangıcı oldu.

Mustafa Bozdağ, ilçede 800 kişinin dolandırılmasına sebep olan ve 100 milyonu aşkın para kaçırıldığı iddia edilen saadet zincirinin kaynağının en başında kendisi olduğunu dile getirdi. Aylar önce sosyal medya üzerinden tanıştığı ve güven duyduğu bir kadının bu platforma girmesine yol açtığını kaydeden Bozdağ, kendisinin parasal açıdan mağdur olmadığını ancak uygulama üzerinden yüklü miktarda para kaybına uğrayan Çine’deki vatandaşlar için hukuki süreç başlattıklarını belirttiği açıklamasında dolandırıcılık vurgununun Denizli’de de yayıldığını aktardı.

Uygulamaya katılma ve yayılma sürecinden bahseden Bozdağ, “Kendisini Beyza Soylu ismiyle tanıtan bir kadınla 26 Ekim 2024 tarihinde sosyal medya üzerinden konuşmaya başladık. İlk başlarda biraz konuştuk. Zamanla birbirimizi tanıdık ve ekonomik olarak zorda olduğum bir dönemde bana Stonex adlı uygulamadan bahsetti. Uygulamanın 2016 yılında İstanbul Borsası’na girdiğini, yetki belgesi olduğunu ve yasal olduğunu söyledi. Ben bu uygulamaya girdiğimde 300 lirayla başladı. 

Bozdağ, ilçede 800 kişinin dolandırılmasına sebep olan ve 100 milyonu aşkın para kaçırıldığı iddia edilen saadet zincirinin kaynağının en başında kendisi olduğunu dile getirdiği açıklamalarında, aylar önce sosyal medya üzerinden tanıştığı ve güven duyduğu bir kadının bu platforma girmesine yol açtığını kaydetti. Yaşadığı süreci ve işlerin bu noktaya nasıl geldiğini tüm detaylarıyla paylaşan Bozdağ, konuyla ilgili kendisinin parasal açıdan mağdur olmadığını ancak uygulama üzerinden yüklü miktarda para kaybına uğrayan Çine’deki vatandaşlar için hukuki süreç başlattıklarını belirttiği açıklamalarında, dolandırıcılık vurgununun Denizli’de de yayıldığını aktardı.

“UYGULAMAYI DUYAN LİNKİNİ İSTEMEYE BAŞLADI”
Bozdağ, “Kendisini Beyza Soylu ismiyle tanıtan bir kadınla 26 Ekim 2024 tarihinde sosyal medya üzerinden konuşmaya başladık. İlk başlarda biraz konuştuk. Zamanla birbirimizi tanıdık ve ekonomik olarak zorda olduğum bir dönemde bana Stonex adlı uygulamadan bahsetti. Uygulamanın 2016 yılında İstanbul Borsası’na girdiğini, yetki belgesi olduğunu ve yasal olduğunu söyledi. Ben bu uygulamaya girdiğimde 300 lirayla başladım. Bir kişinin uygulama üzerinde sadece bir hesabı olabiliyordu. Ü. U. da hesabını kullandım. O dönemde ikimizin de paraya ihtiyacı vardı. Beraber çalışmaya başladık, eleman sorunu ortadan kalksın diye internet kafeye de bakıyordum. Açtığım ikinci hesap üzerinden de Ümit Uyar’a para gidiyordu. Sonra annemin, babamın üzerinden de açtım. Ü. U., bir süre kendi hesabına gelen parayı sorgulamadı ancak sonrasında merak etmeye başladı. Kendisine uygulamayı gösterdim. Sonrasında ilçede uygulamayı gören duyan uygulamanın linkini istemeye başladı” dedi.

Bozdağ, “Kendi oluşturdukları çeşitli gruplar vardı. Akşamları bu gruplarda toplantılar oluyordu. Katılan kişileri bu gruplara alıyorlardı. Yapılan toplantılarda uygulama içerisindeki ürünler hakkında bilgi veriyorlardı, ürünlerin getirdiği kazançları anlatıyorlardı. Bilgi verdikleri ürünler arasında pamuk, altın, gümüş, soya ve şeker gibi ürünler vardı. Belirli kuralları söz konusuydu. Örneğin 500 lira yatırdığınızda pamuk alabiliyordunuz. 5 günlük bir süre veriyorlardı. Pamuktan günlük 30 lira para birikiyordu. Bu 5 günün sonunda da 150 lira birikiyor ve yatırdığınız parayla birlikte bütün parayı çekebiliyordunuz. Aynı şekilde gümüş de 66 bin liraya satın alıyordunuz. Paranın uygulama içerisindeki döngü süresi 400 gündü. Günlük bin 320 lira birikiyordu içeride. 400 günün sonunda da yatırdığınızla birlikte parayı alabiliyordunuz. İlk başlarda bir sıkıntı çıkmaz gibi görünüyordu çünkü paranın uygulama içerisindeki döngü süresi uzun olduğu için güven veriyordu” diye konuştu.

Bozdağ, “Uygulamaya getirdiğiniz kişiler için sistem size belli bir prim de sağlıyor. Örneğin ürünler üzerinde gümüş bin 320 lira veriyorsa katılımcı getirdiğinizde bin 380 lira veriyor. Her katılımcı için yüzde 5 oranında artış sağlanıyor. Ekonomik durumu iyi olmayıp uygulamaya getirdiğim kişiler oldu ama paralarını ben yatırmıştım. Onun haricinde uygulamayı duyarak katılan kişiler bana danışmadan para yatırmışlar. Son zamanlarda uygulama kendini güncelledikçe yeni ürünler getirmeye başladı. Bu ürünlerin para döngüleri daha az günlerdi. İlçedeki vatandaşlar da kısa sürede daha fazla para almak için ellerindekileri yatırmışlar. Uygulama üzerinden dolandırıcılık yapan kişiler de bayram içerisinde uygulamayı patlattı. 9 gün banka ve resmi dairelerin kapalı olacağı belliydi ve bu yüzden de bayram önünü beklediklerini düşünüyorum. Normalde her gece 00.00’da paralardan günlük kâr aktarılıyordu. En son, gece 00.00’dan sonra uygulamadaki kimsenin kârının yatmaması üzerine dolandırıldığımızı anladık. Öte yandan ilçede 800 kişinin dolandırıldığına dair haberler çıktı. Dolandırılan 800 kişi falan yok. Bu abartı ve uydurma bir rakam. Asıl sayı 490 küsur kişiydi. Uygulamayı açtığınız zaman ‘paylaşmak’ diye bir seçenek var. Bu seçeneğe bastığınızda takımları görebiliyordunuz. Takımın en üst kısmında da ilçede katılımcı sayısı görünüyordu. Bu rakam Çine’de en son 490 küsurdu” dedi.

Bu uygulamaya girmesine sebep olan Beyza Soylu ile konuşmasının kesilmesiyle uygulamanın patlamasının eşzamanlı olduğunu kaydeden Bozdağ, “En son Yunanistan’daydı ve Türkiye’ye geldiğini söylemişti. Ben de yanına gideceğimi söyledim ve İstanbul’da buluşmak üzere plan yapmıştık. Sonrasında uyuyacağını söyledi ve ortalıktan kayboldu. Uygulama bu sırada patlak verdi. Numaralarını da iptal etmişti. Böylelikle onun da dolandırıcılardan biri olduğunu anladım” ifadelerini kullandı.

EŞ ZAMANLI OLAY
Eş zamanlı olarak Denizli’de de bir vatandaşın aynı duruma düştüğüne dikkati çeken Bozdağ, “Benim konuştuğum kişi İstanbul’daydı. Olayla aynı gün İstanbul’daki bir telefoncunun hesabına da kaynağı bilinmeyen birisinden 50 milyon lira para geldiği bilgisini aldık. Bunun yanında Denizli’de yaşayan kardeşimizin konuştuğu kişi de Ankara’da görünüyormuş. Baktığımızda ikisinin sosyal medya hesabı ve doğum tarihlerinin çok yakın olduğunu tespit ettik. Ayrıca eşzamanlı olarak tanışmışız ve zamanla bu uygulama Denizli geneline de yayılmış. Öğrendiğimize göre orada da aynı zamanda sistem patlatılmış. Denizli’deki arkadaş da benim gibi mağdur bırakılmış. Mağdur olmak dediğim de paradan değil, biz uygulamaya ilk girenler olduğumuz için bir para kaybı yaşamadık. Fakat son uygulamaya katılan kişiler, güncellemelerle birlikte gelen ürünleri alarak kısa süreli paralar yatırdıkları için mağdur oldular. Benim mağduriyetim Beyza Soylu’nun beni kandırıp bu sistemin içine sokması ve beni bırakıp gitmesidir. İlçedeki herkes şimdi beni suçluyor ama ben kimseye uygulamayı önermedim ya da para garantisi var demedim. Böyle olacağını bilseydim, ben de girmezdim. Ben ve arkadaşlarım dolandırıldığı için savcılığa başvuruda da bulundum. Şu an hukuki süreç devam ediyor” dedi.